Shincheonji ve Vaat Verilen 144.000
Kutsal Kitap içinde Vahiy 7. bölüme bakarsanız eğer mühürlenmiş olan 144.000 kişiden bahseder. Vahiy Kitabı bir vaat kitabı olduğu için bu 144.000 kişi de aslında gerçekleşecek olan bir vaattir. Shincheonji'nin temelini oluşturacak olan bu 144.000 nedir, ne değildir, cennete yalnız onlar mı gidecek gibi soruların cevaplarına birlikte göz atacağız. Shincheonji'nin bunlarla ne alakası var buna da açıklık getireceğiz.
Bu yazıda bu mühürlenmiş kişilere neden İsrail'in 12 oymağından olduğunu söylüyor, neden Eski Antlaşma'da geçen İsrail oymakların isimleri yazılı gibi sorulara değinmeyeceğimiz. Shincheonji'de bu konu, orta seviye derslerinde anlatıldığı için merak edenler varsa gelip başlangıçtan başlayarak da öğrenebilirler. Bu yazıda açıklamak istediğim nokta bu 144.000 kişi kimlerdir, nasıl 144.000 olunuyor ve bunların görevleri neler, Cennet'e mi gidiyorlar?
144.000 kimdir ve nasıl olunur?
Öncelikle 144.000 diye adlandırılan insanlar bulunmamaktadır. Şu kişiler 144.000, şu kişiler değil tarzı bir adlandırma yapılması mümkün değildir. Bu yüzden 144.000 kimdir sorusuna verilebilecek uygun cevaplardan biri Vahiy Kitabı'ndaki vaatlere göre biçilip mühürlenmiş olan 12 oymak 144.000'dir. Tabii bu tanımlamaya ekstra ekleyebileceğimiz ve tanımı daha çok güçlendirecek olan sıfatlar var ancak çok fazla kafamız karışmasın diye basit tutalım, aksi takdirde biçilmek ve mühürlenmek kavramları dışında Kutsal Kitap üzerine başlı başına ders yapmamız gerekecektir.
Mühürlenme konusunu kısaca özetlersek, Vahiy Kitab'ındaki vaat sözlerini ve bunların gerçekleşmesini düşünce ve yüreğe yazma işine mühürlenme işi diyebiliyoruz.(Bkz. İbraniler 8:7~12) Bununla birlikte Vahiy Kitabı sözlerini ve gerçekleşmelerini kanıtlayabilen kişi ve başka insanları mühürleyebilen kişi mühürlenmiş olabiliyor. Bu gözle görülebilir bir şey olmadığı için Shincheonji içinde sıkça sınavlar olur ve her bireyin elinden gelebildiğince Tanrı'nın sözünü öğretebilmesi gerekir. 144.000 olmak isteyen biri için de sözü net bir şekilde öğrenmesi, aynı şekilde öğretebilmesi ve bunun yanında ona uygun olarak hareket etmesi de gerekir. Shincheonji içinde diğer dinlerin aksine sadece inanmak yada iman etmek yeterli değildir. Bunu uygun olarak harekete döküp temelli olan amacı, yani Cennet'i Dünya'da gerçekleştirebilme işini yapabilmek gerekir.(Bkz. Yakup 1:22~26 ; Yakup 2:14~26)
144.000'in görevi nedir?
Sanılanın aksine 144.000 kişi Cennet'e gidecek olan kişiler değil, tam tersi Cennet'i getiren insanlardır. Daha ilk derslerden Tanrı'nın asıl amacının başından beri bu Dünya'ya gelmek olduğunu ve kötüleşmiş olan insanın yüreğini düzeltmek olduğu anlatılır. Aynı şekilde Vahiy 21:1~4 kısmına bakacak olursanız Cennet'in yeryüzüne, yeni gök yeni yer yani Shincheonji'ye geleceği yazılıdır. Bununla birlikte bütün Dünya'yı Cennet'e çevirme işi, bahsi geçen mühürlenmiş olan 144.000 tarafından yapılacaktır. Böylece Vahiy 22:2'de geçen Yaşam Ağacı'nın yapraklarının uluslara şifa vermesi de gerçekleşmiş oluyor. Ölümün, acının ve gözyaşının olmayacağı Cennet'i buraya getirtmeye çalışan bu insanlar için bizler nasıl bir tavır almalıyız düşünmemiz gerekiyor.
Sürekli üçüncü şahıs olarak bahsettiğim için bir ayrım oluşmasını istemem, Cennet'i gerçekleştirmek uğruna çalışmak çabalamak isteyen herkes Kutsal Kitab'ın vaadine göre mühürlenip 144.000 olabilir. Fakat bunun çetin ve zorlu bir yol olduğunu unutmamak gerekir, nitekim İsa yaşam olan Cennet'i elde edebilmenin zorlu olacağının vaadini Matta 7:13~14 ve Luka 13:23~30 dar kapıdan geçmeye gayret gösterin diyerek örneklendirmiştir.
Sonuç olarak;
Bizler hayatımız boyunca bir dine inanmışsak eğer Cennet'in öldükten sonra gidilebilecek bir yer olduğuna inanmıştık. Şu tür soruları da göz önünde bulundurmak gerekir: Cennet ve Cehennem ruhsal dünyada olan yerlerse neden fiziksel ve ucu bucağı olmayan sonsuz bir evrende yaşıyoruz? Sadece sınanmak için böyle bir evrene gerek var mıydı? Adem Cennet'teyken düştüyse eğer ruhsal dünyada da sınanmamız mümkün değil mi? Adem'in Cennet'te bulunduğu sürece bütün evren boş muydu yoksa tam düşecekken Cennet'in az gelişmiş bir prototipi olarak mı yaratıldı?
Böyle bir mantıkla düşünürsek bu soruların sonu gelmez. İnsanlık olarak bizler yaptığımız teknolojik devrimler ile ve çağdan çağa gelişimimizle geçmişle günümüz arasında büyük bir farklılaşma yarattık. Gerçekten binlerce yıl önce yaşayan insanlar ile günümüzde yaşayan bizler aynı sınanmaya tabi tutuluyoruz diyebilir miyiz? Adil bir sınanmadan bahsedeceksek hiçbir farklılık olmaması gerekmez miydi? Kutsal Kitap'ların içine bakarsanız eğer bu durumun tamamen farklı olduğunu göreceksiniz. Cennet'in aslında bir mekan olmadığını ve asıl gerçekleşecek olduğu yerin dünyamız olduğu belirtiliyor. Tekrardan söylemem gerekirse acının, ölümün, gözyaşının olmadığı bir Dünya için çabalayan insanlara nasıl davranmamız gerektiğini düşünmemiz gerekiyor. Burada olay artık taraf tutmaktan, senin benim dinim, senin benim kitabım olmaktan çıkıyor. Savaşlar yada kötülükler aracılığıyla acı çeken onca insanın yüreğini anlayabiliyorsak yada anlamak istiyorsak ona uygun şekilde hareket etmemiz gerekir.
Bu tür konular hakkında daha fazla öğrenmek isterseniz veya özel olarak sormak istediğiniz sorular varsa mail aracılığıyla bize ulaşabilirsiniz. Teşekkürler.
Diğer yazdıklarınızı da okudum ama en çok bu benim dikkatimi çekti. Cennete gitmek değil de cenneti buraya getirmek kısmı şu an için farklı bir açıdan bakmamı sağladı. Gelecekteki yayınlarınızı merakla bekliyor olacağım. Eğer yeniden farklı bir bakış açısından bakmamı sağlayacaksa daha çok bilgi edinmek isterim.
YanıtlaSilaslında scj'nin en çok dikkat çeken içeriği 144.000. ama burada iyice açıklanmış scj'nin değil de kutsal kitabın öğretisi olduğunu. yine de diğer kaynakları bi okumak gerek tabi ki iyice karar vermek için. teşekkürler yine de ellerinize sağlık
YanıtlaSilEllerinize sağlık, farklı bir bakış açısı gösteren, araştırma ve öğrenme isteği uyandıran bir paylaşım olmuş.
YanıtlaSil